Yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubunun takip ettiği açılış töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, geçtiğimiz haftalarda ‘Avrupa Savunma Ligi’ tarafından kentte düzenlenen ‘İslam’a karşı nefret yürüyüşüne atıfta bulunarak’, “Avrupa’da çok kültürlülük iflas etmiştir denildikçe biz Müslümanlar yanı başımızdaki gayri Müslimlere daha çok sahip çıkmalıyız. Batı’da bir caminin duvarına ırkçı yazılar yazıldıkça biz Hıristiyan komşularımıza selamı sabahı daha da artırmalıyız. İslam’ın himayesinde varlıklarını sürdüren dini azınlıklar ve kiliseler İslam medeniyetinin her Müslüman’a emanetidir. Bu emanetleri korumak ve muhafaza etmek hepimizin görevidir.” dedi.
Ortadoğu’da yaşayan Hıristiyanların gelecek endişesi içine girmesi İslam’a yakışmaz
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Danimarka Liberal Parti ve Sosyal Demokrat Parti milletvekillerinin de katıldığı törende İslam dünyasına ve Hıristiyanlara ‘birlikte yaşama’ çağrısında bulundu. Arap baharı sonrası Ortadoğu’da Hıristiyanlara karşı ortaya çıkan olumsuz havanın İslam’a ve Müslümanlara yakışmadığını belirten Başkan Görmez, sebebi ne olursa olsun Ortadoğu’da bulunan kiliselerin ve diğer dini grup ve cemaatlerin her hangi bir gelecek endişesi içerisine girmelerinin on dört asırlık İslam medeniyetine sürülebilecek en büyük leke olduğunu söyledi.
Başkan Görmez şunları söyledi;
“Bugün sebebi ne olursa olsun Ortadoğu’da, İslam dünyasında tarih boyunca varlıklarını barış içinde sürdüren Müslümanların sağladığı barış atmosferinde gelişip büyüyen, varlıklarını inkişaf ettiren kiliselerin ve diğer dini grup ve cemaatlerin bugün her hangi bir rahatsızlık hissetmeleri, gelecek endişesi içerisine girmeleri on dört asırlık İslam medeniyetine sürülebilecek en büyük lekedir.
Doğu kiliseleri Kudüs’te, Mısır’da, Filistin’de, Lübnan’da, Suriye’de ve Türkiye’de Hazreti İsa’nın hikmetini asırlarca yaşatmışlar ve Müslüman komşularıyla da daima bir dayanışma içerisinde olmuşlardır. Batı’da her hangi bir cami ve mescidin ne kadar rahat, ne kadar özgür olmasını istiyorsak Doğa’da da her hangi bir kilisenin aynı özgür ortamda hizmetlerini sürdürebilmelidir.”
İslam, gayri Müslimlerle olan ilişkiyi hukuki bir temele oturtmuştur
Avrupa’da Müslümanlara karşı çeşitli saldırılarda bulunan ırkçı gruplara rağmen Müslümanların farklı dinlerin haklarına ve hukukuna daha fazla önem vermesi gerektiğine değinen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, nefrete nefretle karşılık vermenin Yüce İslam’a yakışmayacağını kaydetti.
“Her hangi bir ırkçı, ayrılıkçı, her hangi bir caminin kapısına öfkesini ve nefretini ifade etmek için domuz kafası bıraktığında nasıl rahatsız oluyorsak İslam dünyasında asırlarca varlığını sürdüren her hangi bir kiliseye yönelik en küçük bir kısıtlama, bir tahkir ve tezyif de hepimizi öylece rahatsız etmelidir.” diyen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, İslam’ın aynı toplum içerisinde yaşayacak bir gayri Müslim unsura ve mabede nasıl davranılacağını Müslümanların iradesine bırakmadığını, bunu bir hukuk ve ahlak temeline bağladığını söyledi.
Hz. Peygamber, Mescidi Nebevi’yi Necranlı Hıristiyanlara birkaç saatliğine tahsis etmişti
Başkan Görmez şöyle devam etti;
“Yüce Kuran’ın belirlediği prensipler ortadadır. Sevgili Peygamberimizin Arabistan Yarımadası’nda bulunan Hıristiyan topluluklarla ve Medine’deki Yahudilerle imzaladığı sözleşmeler tarihin altın sayfalarında varlıklarını sürdürmektedir. Asırlarca İslam başkentlerinde Kudüs’te, İstanbul’da, Şam’da, Bağdat’ta, Endülüs’te Hıristiyanların, Yahudilerin ve Müslümanların birlikte yaşayarak cami, kilise ve havranın varlıklarını birlikte sürdürmüş olması bunun en açık delilidir. Sevgili Peygamberimiz kendisini ziyarete gelen Necranlı Hıristiyanlara, bugün Müslümanlar için Kâbe’den ve Kudüs’ten sonra en mukaddes mekân olan Mescidi Nebevi’yi ibadet etmeleri için birkaç saatliğine tahsis etmiş olması biz Müslümanlara verebileceği en büyük mesaj olmuştur. Hazreti Ömer’in Kudüs’ü fethettikten sonra bir kilise içinde namaz kılmaya davet edildiğinde kendisinden sonra Müslümanların kiliseyi camiye çevirmelerinden endişe duyduğu için namaz kılmamış olması Yüce İslam’ın başka dinlerin mabetlerine verdiği değerin açık bir göstergesidir. Fatih Sultan Mehmet’in Galata Hıristiyanları ile imzaladığı sözleşme Bosna Hersek’te yaşayan Hıristiyanlara verdiği ahitname bütün bunlar kaynağını Kuranı Kerim’den, Hazreti Peygamberin sünnetinden ve uygulamalarından almıştır.”
Her türlü yabancı karşıtlığına karşı olmalıyız
Suudi Arabistan Baş müftüsü Abdülaziz bin Abdullah’ın ‘Arap Yarım adasındaki tüm kiliselerin yıkılıdır’ ifadelerini de eleştiren Başkan Görmez, İslam’ın himayesinde varlıklarını sürdüren azınlıkların ve kiliselerin İslam medeniyetinin her Müslüman’a bıraktığı bir emanet olduğunu söyledi. “Bu emanetleri korumak ve muhafaza etmek her Müslüman’ın görevidir.” diyen Başkan Görmez, “Avrupa’da bir siyasi lider çok kültürlülük iflas etmiştir dedikçe biz Müslümanlar yanı başımızdaki bu emanetlere daha çok sahip çıkmalıyız. Batı’da bir caminin duvarına ırkçı yazılar yazıldıkça biz Hıristiyan komşularımıza selamı sabahı daha da artırmalıyız. İslamofobi’ye karşı çıktığımız gibi, antisemitizme ve birilerinin yaftalamak için hortlatmak istediği Hıristiyanafobi’ye de, her türlü yabancı karşıtlığına da karşı olmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Başka insanların yüce değerlerine hakaret etmek kimseyi yüceltmez
Yeryüzünün herkese yetecek kadar geniş olduğunu, farklı inançları tahkir etmenin özgürlük olarak algılanamayacağını kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasını şöyle bitirdi;
“Bütün insanlar İslam’ın irfan geleneğine göre aynı özden, aynı mayadan, aynı topraktan yaratılmışlardır. Aynı anneden, aynı babadan dünyaya gelmişiz. Hepimiz Âdem’deniz, Âdem de topraktandır. Toprağın iki özelliliği var biri tevazu, biri bereket. Hepimizi özümüze ve mayamıza dönmeliyiz. Birbirimize karşı cömert ve mütevazı olmalıyız. Birbirimizin haklarına saygı göstermeliyiz.
Birbirimizin inançlarına ve değerlerine hakaret etmemeliyiz. Küçük görmeyi, aşağılamayı, hakaret etmeyi, karikatürize etmeyi özgürlükle karıştırmamalıyız. Hepimiz aynı gemide yolculuk ediyoruz. Aynı arza basarak yürüyoruz. Aynı semayı paylaşıyoruz. Aynı ayın ışığından, aynı güneşin ısısından yararlanıyoruz. Yeryüzü hepimize yetecek kadar geniştir. Yeter ki biz kinimizle, öfkemizle, kibrimizle daraltmayalım. Yaratıcının peygamberler aracılığıyla bize gönderdiği hak, barış, adalet ve ahlak ilkelerine riayet ettiğimizde yeryüzünü cennete çevirebiliriz.
Aksi takdirde yeryüzü hepimizi yakan bir cehenneme dönüşür. Başka insanların yüce değerlerine hakaret etmek insanı yüceltmez, bilakis küçük düşürür. Hakarete hakaretle karşılık vermek her iki tarafı da küçük düşürür.”
Selimiye Camii açılışına Aarhus’ta yaşayan gurbetçiler yoğun ilgi gösterdi. Törene Milletvekillerinin yanı sıra Aarhus Belediye Meclis üyeleri, cami dernek başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Danimarka Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Ahmet Onay da katıldı.